4 Ekim 2008 Cumartesi

DURDURUN BU KANI!

Hakkari’nin Şemdinli ilçesi bölgesinde bulunan sınır karakollarımızdan Aktütün Karakolu’na, dün(3 Ekim 2008) öğleden sonraki saatlerde, bölücü örgüt tarafından haince saldırı girişiminde bulunuldu. Çıkan çatışmada 15 askerimiz daha, maalesef hayatlarını yitirdiler. Genelkurmay Başkanlığı açıklamasında iki askerimizin de kayıp olduğu bildiriliyor.
Aktütün Karakolu’na yapılan bu ilk saldırı girişimi değil. Geçmişte de böylesi hain girişimlerde bulunulmuş, her defasında bölücü örgüt mensupları, tıpkı bu sefer olduğu gibi, gereken cevabı anında almıştır. Ancak, olan bizim canlarımıza, gençlerimize, henüz hayatının baharında, hainlerin kurşunlarıyla yıkılan, fidanlarımıza olmuştur.

* * *
Genelkurmay Başkanlığı, uzun sayılabilecek bir zamandan beri yaptığı açıklamalarda, Terörle Mücadele’nin, sadece silahla başarılmasının imkansız olduğunu defalarca dile getirdi. Aktif gazetecilik yaptığım dönemde bu konulara ilişkin çok sayıda makale yazıp, yayınladım.
Terörle Mücadele’de topyekün hareket oldukça önemlidir. Sadece Silahlı Mücadele ile kesin çözüme ulaşmak mümkün olmaz. Olmadığını da zamanla, acı bir şekilde, görüyoruz.
Bu konuda siyasi iktidara da çok büyük görevler düşüyor. Bu mücadelenin, ekonomik, siyasi, kültürel, ticari vb gibi daha bir çok yönü var. Bunlar, siyasi iktidar tarafından, kararlılıkla yerine getirilmesi gereken hususlardır. Ama, maalesef, AKP ve Zihniyeti iktidarından bugüne değin bu yönde atılmış ciddi bir adım göremedik.
Her ne kadar zamanla bir şeyler yapılıyor görüntüsü verilmeye çalışılıyorsa da; bunların göz boyamaktan öteye geçen bir yanı yok. AKP ve Zihniyeti iktidarından beklenen; Almanya’daki Deniz Feneri davası konusunda kendilerine yöneltilen eleştiriler karşısında gösterdikleri hassasiyeti, en azından, şehitlerimiz konusunda da göstermeleridir. Terörle Mücadele’deki tavırlarını, Türk Ulusu adına kararlılıkla ortaya koymaları beklentilerimizin başında geliyor. Ama nerede o günler…?
* * *
Oldukça sık söylediğim ve yazdığım konuların içinde; bölücü terörün ABD tarafından desteklenip, silah, mühimmat erzak vb her türlü ihtiyaçlarının karşılandığı ve AB ülkelerinin de bu hainleri, kendi boyutlarında himaye ettiği hususları başta gelir. Siz, siyasi iktidar olarak, ABD’ye olan bağımlılığınızla ve AB’ye el avuç açma politikanızla, terörle mücadele konusunda ne yaparsanız yapın Türk Ulusu’nu inandıramazsınız.
Bulduğunuz her fırsatta Talabani’yle sıcak ilişkiler kuracak, hatta Ankara’ya resmen davet ederek izzet ve itibar gösterecek, ayrıca Barzani denilen soysuza gizliden gizliye, heyetler göndereceksiniz; bu durumda; sizden Türkiye Cumhuriyeti adına terörle mücadele konusunda ciddi girişimler beklemek akıl karı olmaz. RTE’nin, henüz hafızalardaki tazeliğini koruyan. ‘Askerlik yan gelip yatma yeri değildir’ ifadesiyle; şehitlerimiz için, ‘Kelle’ nitelemesi, konu hakkındaki iç yüzünüzü açıkça ortaya koyuyor.
* * *
Hele bir düşünün, bu gençler hayatlarının baharında Vatan için canlarını verdiler. Anne Babaları bayramda çocuklarının sesini duyacakken; ‘Şehit Oldu’ haberini aldılar. Bunlara yürek dayanır mı dersiniz? Sizin bunu anlamanız oldukça zor. Çünkü çocuklarınız, orasında sivilce çıktı, burasında kaşıntı var gibi ipe sapa gelmez gerekçelerle askerlikten yırtma yöntemleri neticesinde dizlerinizin dibinde otururken; bizim canımız evlatlarımız, hainlerin üzerine kartallar gibi atılıyor. Böylesi gerçeğe karşın, sizin Şehit Evlat Acısı’nı anlayabilmenize inanmak, safdillik olur.
Her şeyi bir yana bıraksak bile; şunlara nasıl cevap vereceksiniz:
-Bölücü teröre desteği açıkça bilinen Talabani nankörüne halen nasıl itibar edebiliyor ve ABD ziyaretinizde nasıl yanak yanağa olabiliyorsunuz?
-TBMM çatısı altında ve maalesef milletvekili sıfatıyla bulunan bölücü terörün uzantıları hakkında halen neden herhangi bir şey yapmıyorsunuz?
-ABD ve AB istedi diye Barzani soysuzuna nasıl oluyor da resmi heyet gönderiyorsunuz?
* * *
Son şehitlerimizin haberin duyulmasının ardından hamaset nutukları başladı. RTE de; Orta Asya Gezisi’ni yarıda kesip Türkiye’ye dönüyormuş… Bırakın bu ucuz popülist politikaları! Esas hakkında bir şeyler yapmadığınız, terörle mücadele konusunda gerekenleri yerine getirmediğiniz sürece, -ki buna inanmak çok zor- hiçbir davranışınızın önemi yok. Olamaz da!
AKP ve Zihniyeti’nin iktidarda bulunduğu dönemde, uygulanan dış politika sebebiyle, bölücü örgütün yurtiçindeki faaliyetleri olabildiğince arttı. Çünkü ABD ve AB’ye karşı teslimiyetçi dış politika uygulanıyor. İşbirlikçilerin desteği de işin cabası. Hal böyle iken; boşuna çırpınıp da kendinizi yormayın. İnandırıcı olamıyorsunuz!
ABD’nin bölücü örgüte olan desteği konusunda RTE’nin geçmişte yaptığı açıklamalar halen kulaklarımızda çınlıyor. Bir Kasımpaşalı edasıyla ortaya koyduğu efelenmeler, sözüm ona sert çıkışlar, sanki dün gibi hatırlanıyor. Ancak, RTE de gördü ki; bu davranışlarıyla ABD’nin kucağında oturamayacak ve ABD’nin bölgedeki kuklası olma misyonunu tam olarak yerine getiremeyecek. O nedenledir ki; AKP ve Zihniyeti iktidarı, terörle mücadele konusunda, hiçbir zaman bekleneni yapmadı. Yapacağına da inanmıyorum. Her zaman olduğu gibi; şehit tabutları sıralandığında; olayı kısa ve kuru nutuklarla geçiştirecek ve de unutturacaklar.
* * *
Ancak; Anadolu’da söylendiği gibi, Ateş Düştüğü Yeri yakıyor. Evlatlarını şehit veren ailelerin feryatları, neredeyse dünyayı sardı. Bunu dindirmek, yaralarımızı sarmak, hain kurşunlarıyla akan kanı durdurmak ve bölücü terörü yok etmek için gerekeni yapmak siyasi iktidarın esas vazifesidir.
Yeter Artık! Sorumluluğunuzun gereğini yapın! Durdurun bu kanı!
Çocuklarımızı sağlam gönderdiğimiz asker ocağından, hain kurşunlarıyla şehit olmuş ve bayrağa sarılı tabutlar içinde teslim almak istemiyoruz!
Bilesiniz ki; bunu vebali oldukça ağırdır.
Türk Ulusu bu bilinçle, yeri ve zamanı geldiğinde bunun hesabını elbette soracaktır.
Hesabı da siyasi iktidar verecektir. Ama bugün, ama yarın.

CENGİZ ÖNAL ‘TARAKÇIOĞLU’
www.cengizonaltarakcioglu.blogspot.com
cengizonal.tarakcioglu@gmail.com
onalcengiz@gmail.com

Hiç yorum yok: