17 Eylül 2009 Perşembe

NELER OLUYOR?
Önce Kürt Açılım dediler. Bekledikleri olmadı. Ardından Demokratik Açılım başlığıyla yeniden denemeye başladılar. Dikkatleri buraya çekebilmek için de; yandaş basın ve bir kısım kiralanmış kalemler devreye sokuldu.
Dört bir yandan kağıda dökülen yazılar, adeta, havada uçuşmaya başladı.
Biraz kıpırdanma olur gibi göründüyse de; yeterli hareketi sağlayamadılar. Dolaysıyla da; ilgiyi buraya kenetleyip, başka alanları gözden yeterince kaçıramadılar.
Gelişmeler üzerine RTE, çareyi başka ifadelerde aramaya koyuldu.
AKP ve Zihniyeti İstanbul İl Başkanı’nın, Suriye Devlet Başkanı Başer Esad onuruna, WOW Otel’de verdiği iftar yemeğinde konuşan RTE, sözü dönüp dolaştırıp Demokratik Açılım’a getirmeyi başardı.
Demek ki; buna ihtiyaç vardı…
RTE’ye göre bu bir Açılım değilmiş.
Bazılarının yaptığı gibi bir satıra indirgenmiş bir başlık hiç olmazmış.
Paket olması, asla mümkün değil. Çünkü, paket olursa; başı ve sonu belli olurmuş…
Peki, ne menem şeymiş o halde bu saçmalananlar…?
Bir süreçmiş efendim… Bir süreç…!
Tarih içinde kendiliğinden yol alacak ve sorunların Demokrasi yoluyla aşılacağı bir süreç…
Meğerse; muhteremler bu süreci başlatma gayreti içindelermiş.
Sıkıntıları buymuş gariplerimin…
Şunu açık açık söyleseniz de; biz de anlam kargaşasına düşmesek ya…!
***
RTE, bu sıkıntıların için de çabalayadursun; sokaktaki vatandaş sıkıntılı.
Eve ekmek götürmede zorlanılıyor. Ramazanın sonlarına gelinmiş olmasına karşın, dinci kesim tarafından, ramazan öncesi adeta propaganda şeklinde dillendirilen ramazan bereketine bir türlü kavuşamadıklarını, her fırsatta söylediler. Halen de söylüyorlar.
Sokağın bu tavrı, Hükümetin bir kısım üyelerini de çıldırtmaya yetiyor da artıyor bile.
Üstüne, bir de Sel Felaketi ve yol açtığı yaralar eklenmedi mi? RTE, iyice agresifleşti. Gündemi yeniden yoğunlaştırma çabaları arttı.
Ne yapıp ne edip, Türk Ulusu’nun dikkatini, bir şekilde bir yerlere çekip, milletimizi oralarda, olabildiğince, oyalayabilmeliydi. Çünkü, yaratılan yapay gündem ve ramazan öncesi dinci kesimin propaganda söylemleri, gelişmeleri hükümetin lehine çevirmeye yetmedi.
Aklı başında herkesin gördüğü gerçeğin de iç açıcı olmadığı ortada. İktidar nimetlerinden nasiplenen bir kısım yalakaları saymazsak; nüfusun çoğunluğu, neredeyse bir ramazan pidesi alırken bile kara kara düşünür oldu.
Hükümet aleyhine, oy aldıkları kesimlerden bile aykırı sesler yükselmeye başladı. Buna, düne kadar canciğer kuzu sarması oldukları ve bir dönem Ekonomi’nin emanet edildiği bakan olan, bugünkü Türkiye Partisi Genel Başkanı Abdüllatif ŞENER’in, ekonomik ağırlıklı muhalif sözleri de eklendiğinde; durum çığırından çıkabilecek noktaya ulaştı.

***
Neler oluyor dersiniz?
Bana göre deniz bitti ve gemi kumsala oturdu. Bundan sonrası karayolu ve ardından da; Anadolu köylüsü Ahmet Efendi’nin tarlası uzanıyor boylu boyunca…
Gemiyi, bu noktada değil hareket ettirmek, kımıldatmanın bile imkanı olmadığını, az çok paradan anlayan ve hesap yapabilen herkes görebilir…
Değirmene su gelemeyecek noktaya ulaşıldı.
Ama, değirmenin çalışması ve çarkların, dolaysıyla da taşın dönmesi gerekir.
Peki nasıl olacak bu…?
Elbette ki parasal güç veya destekle.
Üretim yapılmadığına göre para nereden bulunacak?
ABD emperyalizmi ve IMF ne güne duruyor. AB karşısında neden el ovuşturulup, kapı önlerinde bekleşiliyor?
Gidilir, hemen borç alınır. İyi de; kazın ayağı pek öyle değil. Elin adamı borç verir de; karşılığını da fazlasıyla alır. Bu da yetmez dediklerini, istediklerini bir güzel yaptırır.
Hatta dayatmaları ve talimatları ard arda sıralar…

***
O halde, siz hükümet olsanız ne yapardınız?
Üretim yapabilecek alt yapıya altı yılı aşkın bir zamandır hiç eğilmemiş, hatta itibar bile etmemişsiniz.
Sıcak paraya da ihtiyacınız var. Yüksek değerlere sahip Cumhuriyet Kurum ve Kazanımları’nın en önemlilerinden bir kısmını da elden çıkarıp, ağırlıklı olarak şeriat sermayesine peşkeş çekmişsiniz. Satabilecek fazla bir şeyiniz de kalmamış.
Ne olacak şimdi?
Yorulmayın! Hemen söyleyeyim…
Yeni bir gündem yaratmak gerek.
Hani geçmişte sıkça yapılan, ‘Cambaza Bak’ deyip, insanımızı tel üzerindeki cambaza baktırıp, geriden her türlü numarayı çevirme dönemi var dı ya…! Tıpkı onun gibi…
Yeni ve ilgi çekebilecek, Türk Ulusu’nu biraz daha oyalama amacına yönelik yeni bir gündem oluşturacak konular bulmak.
RTE’nin bunda fazla bir sıkıntısı olmadığı biliniyor. Suni gündem yaratmada iyi bir ekibe sahip olduğu dikkatlerden kaçmıyor. Yeni gündem konuları çarçabuk bulundu ve RTE de bunları dillendirmeye başladı bile…
İzniniz olursa, yeni gündem konularını da gelecek yazımda sizlerle paylaşmak istiyorum…

CENGİZ ÖNAL
Cumhuriyet Neferi
www.cengizonal.blogspot.com

Hiç yorum yok: