17 Mart 2008 Pazartesi

ÇANAKKALE RUHU

Türkiye Cumhuriyeti’nin doğmasında çok önemli bir yere sahip olan Çanakkale Savaşları, Türk Tarihi için olduğu kadar; Dünya Tarihi için de oldukça önemli bir mihenk taşı olarak kabul edilir.
Çanakkale Savaşları’nda, Mehmetçiğin olağan üstü gayret ve bugünkü Ordumuz’un çekirdeğini oluşturan Komutanlar’ın ise büyük bir sabır göstererek ulaştıkları Zafer’in altında yatan en önemli gerçek; Çanakkale Ruhu’dur. Bu nitelik ve özellik, dünyanın başka hiçbir milletinde yoktur.
Çanakkale hakkında bugüne değin, gerek yabancı, gerekse bizim medyamızda çok şeyler yazılmış ve söylenmiştir. Tarihçilerimiz, gerçekleri olabildiğince Türk Ulusu’na sunmaya çalışmışlardır. Ancak, bütün dünyanın saygıyla söz ettiği Çanakkale Savaşları ve Mustafa Kemal komutasındaki Mehmetçiklerin zaferini özetlemek istersek şu gerçekler çıkar önümüze:
Çanakkale; Osmanlı’nın son döneminde, Anadolu topraklarına sahip olabilmek için her türlü insanlık dışı faaliyette bulunabilecek kararlılıkta olan ve gözünü hırs bürümüş emperyalist güçlere, Anadolu Aslanları olarak nitelendirilebilecek Mehmetçiğin indirdiği bir tokattır.
Çanakkale; Anadolu İnsanı için, yeniden dirilişin bir destanıdır.
Çanakkale; Türk Milleti’nin, insani vasıflarını yitirmiş hain ve gözü dönmüş canilere karşı bir haykırıştır.
Çanakkale; İnsan vücudu parçalarının havada uçuştuğu, derelerin adeta kan olup aktığı, toprağın şehit kanıyla ıslandığı, acının ve onurun, vatan ve millet sevgisinin, iman ve inancın, tarihin altın sayfalarına şehitlerin kanıyla yazıldığı, bugünkü ve gelecek nesillerimizin onur duyacakları bir yerdir.
Çanakkale; Henüz açmış çiçek misali Mehmetçikler’in, VATANINI, İNANCINI ve NAMUSUNU koruma kararlılığını, kanlarıyla tarihe yazdıkları bir şeref meydanıdır.
Çanakkale; Tarihin önünde Dik ve Onurlu Duruş’un, nasıl olması gerektiğini bütün dünyaya gösteren kahraman askerlerimizin yüreklerinin, tek bir yürek olarak attığı alandır.
Çanakkale; İnsani Değerlerin ve dolaysıyla Medeniyetin, dünya milletlerine sanki bir ders gibi anlatıldığı, belletildiği ve öğretildiği bir mekandır.
Çanakkale; Vatanımızı, güle oynaya işgale gelen emperyalist ülke askerlerinin, Anadolu Aslanları’ndan derslerini aldıktan sonra, utanç ve ezikliklerinden dolayı başlarını yukarıya kaldıramadan, arkalarına bile bakamadan çekilip gittikleri ve emperyalizmin, Anadolu üzerindeki kirli emellerine ulaşmalarının ilk etapta engellendiği çok önemli bir Vatan toprağıdır.
Çanakkale; Bugünkü Ordumuzun, adeta çekirdeği olarak kabul edilebilecek askerlerimiz ve birliklerinin, Vatanı ve Ulusu’nun tam bağımsızlığı söz konusu olduğunda, neler yapabileceğinin bir göstergesi ve ispatıdır.
Çanakkale; Dünyadaki bütün mazlum milletlere, Tam Bağımsızlığı kazanmanın nasıl sağlanabileceğinin anlatıldığı bir ulvi mücadelenin resmi adı, destansı anlatımıdır.
Çanakkale; Türkiye Cumhuriyeti’ne doğru gidilirken, Mustafa Kemal ve Dava Arkadaşları ile Mehmetçiklerin birlikte yazıp, birlikte söyledikleri; bir Şiir’dir, Türkü’dür, Destan’dır, Tam Bağımsızlık Bildirisi’nin adeta başlangıcıdır.
Çanakkale; Halkımızın yüreğinden kopan ve duygularını oldukça net ve temiz bir ifadeyle anlatan Türküler’de ve Ulusal Marşımız’daki dizelerde, bizden önce olduğu gibi, bizden sonra da, nesilden nesile aktarılarak yaşatılacak bir ruhun, bugünkü ifadesiyle Çanakkale Ruhu’nun çelikleşmiş bir ifadesidir.
Çanakkale; Mehmetçiğin, tırnaklarını bir aslan pençesi gibi geçirdiği Vatan topraklarını korumaya çalıştığı, ancak, emperyalist orduları oluşturan İngiliz ve Fransız orduları ile sömürgeleri olan Senegalli, Hintli, Avustralyalı, Yeni Zelandalı ve Filistin’deki Musevi askerlerin ise işgal etmek amacıyla geldikleri Anadolu Toprağı’dır.
Çanakkale; Sizlerin Atalarının, bizlerin ise Dedelerimiz’in gırtlak gırtlağa mücadele ettiği Avustralyalı, Yeni Zelandalı ve bir kısım Müslüman ancak sömürge durumundaki ülke askerleriyle, başka bir çok ülkeye ait askerlerin, şehit Mehmetçikler’le beraber koyun koyuna yattığı, sıcacık, samimi ve sevecen bir Vatan toprağıdır.
Çanakkale; Mustafa Kemal’in, bugün bir deha mahsulü olarak isimlendirebildiğimiz, askeri stratejisini dünyanın öğrenmesine vesile olduğu ve bu stratejinin doğru uygulanması durumunda bir Ulus’un Tam Bağımsızlığa nasıl ulaştığının dillendirildiği bir alandır.
Çanakkale; Mustafa Kemal’in, ATATÜRK olmasına zemin hazırlayan ve O’nu bütün dünyanın tanımasına, bilmesine, öğrenmesine ve önünde saygıyla eğilmesine neden olduğu, Türk Ulusu’nun tam bağımsızlık mücadelesinin başlangıcı, Türk Ulusu’nun onur savaşıdır.
Çanakkale; Balkan Harbi’nde maneviyatı çökmüş olan Ordu’nun, yeniden öz güvenini elde etmesine, yetiştirdiği ve büyük tecrübeler edinmesine sebep olduğu Subay ve Er kadrosunun beş yıl sonraki Ulusal Kurtuluş Savaşı’nı kazanmasına esas teşkil eden Tarihi bir gerçektir.

Çanakkale; Türk Milleti’ni, TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ni kurmaya doğru götüren ve Tür Ulusu’nun Ulusal Marşı’na kavuşmasına sebebiyet veren ve dünyada hiç bir milletin, bir daha sahip olamayacağı, bir Onur’dur…
***

Böylesi gerçeklere karşın; malum zihniyetin kasıtlı olarak yarattığı bir kısım dinci, gerici ve yobazlar Çanakkale Savaşları’nı çarpıtmaya çalışmaktadır. Tarihi gerçekleri abartılarla hurafelere dayandırıyorlar. Bu gayretlerini halen de sürdürüyorlar.
Özellikle Gelibolu’da, AKP ve Zihniyeti iktidarınca görevlendirilmiş ve beyinleri yıkanmış türbanlı genç kızlar ile sakallı delikanlılar, gerek yerli, gerekse yabancı turistlere, Çanakkale Savaşları gerçeğini, tamamen hurafelere dayalı, asılsız ve güya dini motiflerle süsleyip anlatmaya çalışarak, Mustafa Kemal ve O’na ait bütün değerleri inatla yok etmek istiyorlar. Siyasi otoriteler de sadece seyrediyorlar…
CENGİZ ÖNAL ‘TARAKÇIOĞLU’
conal@ulusgazetesi.com
cengizonal.tarakcioglu@gmail.com

Hiç yorum yok: