Nasıl nasiplenmiştir?
Medyaya yansıdığı kadarından öğrenebildiğimize göre; AKP ve Zihniyeti’nin önemli oy potansiyelinin olduğu bilinen İstanbul Üsküdar’dan, yani RTE’nin de seçime girdiği bölgeden, listenin 2. sırasına konularak milletvekili seçtirilmiştir.
Himmet’te bununla da kifayet olunmamış; bu dönemki AKP ve Zihniyeti iktidarında Kültür ve Turizm Bakanlığı koltuğuna oturtulmuştur.
Bu ilişki yumağı ve zincirindeki güçlerin aydınlık mı, yoksa karanlık mı olduğunun takdirini okurlarımıza bırakıyorum…
***
Gelelim bu muhteremin yaptıklarına…
Hükümetin, kurulduğundan buyana, Bakan olarak Günay’ın ciddi anlamda bir faaliyeti görülmemekle beraber; zamanla, kökten AKP ve Zihniyeti’nden olanlara bile taş çıkartırcasına açıklamalarda bulunmasına artık alıştık.
Yakışıklı olması, Karadenizli olmasının getirdiği esprili yanı ve yıllardır, Atatürk’ün kurduğu CHP içinde siyaset yapmış olmasının da edindirdiği tecrübe ile AKP ve Zihniyeti içinde hiç de zorlanmadı. Bu özelliğinin fark edilmesi üzerine; televizyon kanalları, ekrana çıkarmak için, peşinden koştu ve başardılar da… Bu gerçeği görmezden gelemeyiz.
Günay da; maşallah hiçbir teklifi geri çevirmeden, kendisine yüklenen misyonun gereklerini bir güzel yaptı. Halen de yapıyor… Sayesinde, devşirme eski bir solcu ve devrimcinin, nasıl oluyor da RTE’nin hemen dizinin dibinde Ilımlı İslam Modeli’nin keskin savunucularından birisi olduğunu ve buldukları her uygun fırsatta Atatürk İlke ve Devrimleri ile Laik Cumhuriyet’e karşı durduğunu hep birlikte izliyor ve görüyoruz…
***
Ancak, son günlere, dava arkadaşlarının ifadesiyle, saflar netleşmeye başlayınca; Günay’ın da tavrında sert söylemler öne çıktı.
Bunlardan en son örnek; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın, AKP’nin kapatılması hakkında dava açmasıyla yaşandı. Beyefendi basına yaptığı açıklamada; söz konusu davanın, ‘Karanlık Bazı Güçler’ in zorlamasıyla, hatta ‘Ergenekon soruşturmasına karşı açıldığını…’ öne sürmüşler…
AKP ve Zihniyeti’nin büyük başarıyla, devşirmeyle bünyesine kattığı bu eski solcu ve hızlı devrimcinin, bir dönem Atatürk’ün kurduğu CHP’nin Genel Sekreterliği’ni yapmış olması ne kadar acı öyle değil mi?
Bunları, CHP’yi savunmak amacıyla söylemiyorum. Polemiğe de girmek istemiyorum. Ama, en azından CHP yönetiminin, geçmişteki görevi itibariyle, böyle birisinin partide kalabilmesini başarmalıydı diye düşünüyorum. Hiç değilse; böylesi bir devşirme olayı yaşanmazdı…
***
Ertuğrul Özkök, 19 Mart 2008 günkü Hürriyet’teki yazısında; AKP ve Zihniyeti Grup Başkanlığı’nın, anılan ifadeyi yalanladığını ve dolaysıyla bu hukuk dışı ve mantıksız sözlerin sorumluluğunun Ertuğrul Günay’ın belagat sanatına kalmasının iyi olduğunu yazması, olayın hangi boyutlarda değerlendirildiğinin bir kez daha tescilidir…
Ergenekon Davası’nın da; hukuksal sürecin başlamış olmasına duyduğum saygının gereği olarak, hiçbir şekilde yorumlamasına girmeyeceğim.
Ancak, Günay’ın, sözlerindeki ‘Karanlık Bazı Güçler’ den kasıt, Atatürk İlke ve Devrimleri’ne inanmış ve Cumhuriyet’in Temel Değerleri’ne ve bugüne değin elde edilmiş Kazanımları’na, özde bağlı olanlar ise; kendisini kınadığımı büyük bir yüreklilikle haykırıyorum…
Laik Cumhuriyet’i korumak ve yaşatmak için verilen mücadeleyi, dışarıdan veya içeriden, hiç kimse ve hiçbir güç odağı ‘Karanlık Bazı Güçler’ olarak tanımlayamaz. Bu hadlerine değildir…
Anadolu’da söylendiği gibi, ‘Kem söz sahibine aittir!’
***
Fazla şaşırmamak gerekir… Söz konusu olan ve bir kısım söylemlerin kaynağı, bir şekilde AKP ve Zihniyeti ise; geçmişte söylenenler de hatırlandığında; artık yadırgamıyorum…
Nedense alıştık! Çünkü bu Zihniyet’in amacının ne olduğu gizlenmiyor. Yapılan takiyyelerin oldukça sık olması samimi olmadıklarının açık kanıtıdır.
Ancak; AKP ve Zihniyeti içindeki bir kısım sivri dillilerin bugüne değin saçmaladıkları; Atatürk Gençliği olarak, Bizleri asla yıldıramayacaktır!
Mücadelemiz; son Atatürkçü toprağa düşünceye dek sürdürülecektir.
CENGİZ ÖNAL ‘TARAKÇIOĞLU’
conal@ulusgazetesi.com
cengizonal.tarakcioglu@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder