9 Mayıs 2008 Cuma

MUHALEFET’İN BECERİKSİZLİĞİ


Geride bıraktığımız son bir ayın hemen tamamını 301. Madde tartışmasıyla geçirdik. Toplumun geneli, konu hakkında henüz yeterli bilgiye sahip olamamışken; AB’nin dayattığı 301. Madde Meclis gündemine alındı.
Kamuoyunda ‘Türklüğe Hakaret’ olarak tanımlanan 301. Madde değişikliği konusunda AKP ve Zihniyeti iktidarının epeyce başı ağrıdı. Bundan sonra da ağrıyacağa benzer. Ancak, onlar buna razılar. Çünkü 301. maddenin bir an evvel çıkarılmasını ve yasalaşmasını AB istiyor. Onun için RTE ve kurmaylarının elleri mahkum…!
Yani adeta mecburlar!
Bugüne kadar bir çok konuda RTE ve hükümetine destek sağlamada herhangi bir sıkıntı görmeyen Devlet Bahçeli, söz 301. Maddeye geldiğinde; AKP ve Zihniyeti hükümetine ateş püskürmeye başladı. Bunu, AB karşıtlığından ziyade; bence sadece seçmen tabanına mesaj gönderme gayretiyle yapıyor.
MHP’NİN ÖNERİSİ
Bahçeli, geçen hafta Salı günü, Meclis’teki Grup toplantısında, güncel birkaç konuya değindikten sonra; sözü 301. Maddeye getirip, RTE’ye, ‘Cesaret sahibi iseniz ve milletin iradesine gerçek anlamda inanıyorsanız; halk oylamasına ilişkin bir yasal düzenlemeyi Meclis olarak yapalım…’ şeklinde bir öneride bulundu. Konuya ilişkin haberlere, televizyon ekranlarında da bolca yer verildi. İzlemişsinizdir.
Bu noktada söylenebilecek çok söz var. Hele, 22 Temmuz seçimlerinden bu yana olan gelişmeleri hatırladığımızda; sayfalar dolusu yazsak; yeterli olmayacak diye düşünüyorum. Bunun için, Meclis’teki muhalefete ve özellikle de sadece MHP kanadına bakmak bile yeterli…
Bahçeli’nin, 301. madde hakkında referandum önerisinde bulunmasının hemen ardından, Meclis’in Çarşamba günkü oturumunda, 250 kabul ve 65 de red oyu neticesinde 301. madde kabul edildi. Komediye bakar mısınız? Bahçeli, bu kadarcık uzağı bile görememiş, daha meseleyi referanduma götürme önerisi hazırlıklarındayken; AKP ve Zihniyeti işi bitirdi…
Pes doğrusu!
Meclis’teki sandalye dağılımı; ‘AKP ve Zihniyeti 341, CHP 99, MHP 70, DTP 20 DSP 13, Bağımsızlar 6 Boş 1’ şeklindedir. Halen mevcut olan 549 milletvekilinden sadece 341’i iktidar partisine ve diğer 208’i ise muhalefete mensuptur.
Peki anılan yasa teklifinin oylamasında muhalif oy sayısı nedir?
Sadece 65…!
Diğer 143 milletvekili nerede?
Hadi bunun DTP’ye ait olan 20’sini çıkaralım. Geriye kalan 123 milletvekili oylamada neden yoklar…?
Size ne söylense azdır…!
İnsafınız kurusun!
Diğer muhalefet partileri de üzerlerine düşen sorumluluğun gereğini, maalesef yerine getirememiştir. Böylesi hassas konuda bile; iktidarın ne yapabileceğini, nasıl davranabileceğini yeterince okuyamadılar…
Türk Ulusu bir kez daha görsün ki; Meclis’e gönderdikleri bunlardır.
Çok Yazık!
Hem konuşuyor, kıyameti koparıyorsunuz; hem de oylamada yoksunuz!
Veya varsınız da; yasa teklifinin çıkması için iktidar lehine oy kullandınız…
Kim bilir?
İşte bir kısım muhalefet milletvekillerinin hali…!
Takdir sizlerin…!
MUHALEFET Mİ, İKTİDAR ORTAĞI MI?
Devlet Bahçeli, bugüne değin, özellikle Cumhurbaşkanı seçimi başta olmak üzere, türban konusundaki anayasa değişikliği ve benzeri bir yığın konularda RTE’nin yanında yer almış, AKP ve Zihniyeti iktidarına, sanki iktidar ortağıymış gibi, destek sağlamıştır.
Arkasından da; RTE ve hükümeti, türban konusunda, MHP'nin, yapılması kendilerince zorunlu olduğunu söyledikleri yasal değişikliklere devam etmeyince; Bahçeli ve partisi açıkta kalakalmıştır.
O zaman oyuna getirildiklerini anladılar.
Ama olan olmuştu artık.
Zaten, 22 Temmuz seçiminden bugüne kadar Bahçeli ve arkadaşlarının, Meclis’te herhangi bir muhalefeti görülmedi.
Muhtemelen pişman oldular ama, köprülerin altından da çok sular geçti.
AKP VE ZİHNİYETİ’NİN ELİ MAHKUM
Malum Zihniyet’in, Ilımlı İslam, yani şeriat yönetimi hayallerini gerçekleştirebilmek uğruna, özellikle Anayasa’da yapmaya çalıştıkları her değişikliği referanduma götürme çığlık ve tehditleri, henüz hafızalardaki yerini koruyor.
Bunu neden yapıyorlar dersiniz?
Çünkü, devlet imkanlarını çeşitli yöntemlerle kullanarak, yaz sıcağında kömür dağıtıp, bir kısım insanlarımızın da evlerine torbalar dolusu erzak bırakıp, evin hanımının eline de birer çeyrek altın tutuşturarak, oy almanın ne denli kolay olduğunu gördüler.
Onun için referandum sıkça talep ettikleri bir yöntem. Sonuçta, yarattıkları ortam ve kullandıkları yöntem sayesinde, götürdükleri hemen her konuya Halkımız’dan onay alabileceklerini biliyorlar. Buna Cumhurbaşkanı’nın Halk Tarafından seçilmesi oylaması iyi bir örnektir.
Arkasından da; AB’nin şarlatanları devreye girecek ve ‘Türk Halkı da tercihini böyle yaptı, saygı gösterilmeli…’ saçmalıklarını sıralayacaklar…
Bu tezgaha çok dikkat edilmeli. Çünkü, siyasi partiler kendi gruplarına bile hakim olamazken; Türk Ulusu için nasıl mücadele verecekler? Bari boşuna konuşup da; Milletimiz üzerinde, az da olsa kalmışsa, kredinizi bitirmeyin. Gülünç oluyorsunuz!
Eğer, doğru dürüst muhalefet yapacaksanız; mevcut Zihniyeti’in ayak oyunlarına ve Bizans entrikalarına karşı dikkatli olmalısınız.
Başkalarının Türkiye Cumhuriyeti üzerinde oynamak istedikleri oyunları tez zamanda bozmalısınız.
Aksi halde; Atatürk İlke ve Devrimleri ile Laik Cumhuriyet’in altını oymak isteyen Zihniyet’e destek sağlanmış olur…
MUHALEFET GÖREVİNİ YAPMIYOR, YAPAMIYOR!
İşe, bir de öbür cepheden bakalım.
Siz, Türk Ulusu’nun kendisini temsil yetkisi verdikleri, madem hemen her konuyu Halka götürecektiniz; Meclis’e niçin geldiniz?
Bu milletin, seçim yapıp sizleri Meclis’e göndermek için ne tür fedakarlıklar yaptığını bilmiyor ve de görmüyor musunuz?
Hükümet faaliyetlerini sürekli olarak Halkımızın onayına sunacaksanız; çok partili siyasi hayatın vazgeçilmezi olan muhalefet ne yapacak?
Meclis oylamasında gösterilemeyen muhalefet, umarım şimdi gösterilir. Yeterli imza bulunur ve bu ‘İhanet Yasası’ olarak da tanımlanan yasa Anayasa Mahkemesi’nden geri döner…
Efendiler!
Türk Ulusu’nun çalışan nüfusunun büyük çoğunluğu 435.-YTL’lik ücret alıyor. Sizlerin aldığı maaşlarınızın yanı sıra, her birinizin ve dolaysıyla etrafınızın, Millet’e neye ve kaça mal olduğunuzu da iyi biliyor.
Bu durumda; sizlerin yapabileceği tek bir iş kalıyor: Türk Ulusu adına ve O’nun için dürüstçe ve onurlu bir şekilde çalışmak.
Gerekli çabayı göstermeyip, size ait olan sorumluluğu, Türk Ulusu’nun onayına sunma gayretleri, sizi vicdani sorumluluktan asla kurtarmaz. Kurtaramaz!
Aklınızı başınıza alın!
Yoksa, tarihin vicdanı sizi asla affetmez!
CENGİZ ÖNAL ‘TARAKÇIOĞLU’
conal@ulusgazetesi.com
cengizonal.tarakcioglu@gmail.com

Hiç yorum yok: