14 Nisan 2008 Pazartesi

AB, EDEPSİZCE TEHDİT EDİYOR


Avrupa Birliği hep bir ağızdan konuşuyor. Bir yanda AB Komisyonu Başkanı M. Barroso, diğer tarafta Dış Politika ve Savunma Yüksek Temsilcisi J. Solana.
Bunlar yetmezmiş gibi; AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi O. Rehn ve Türkiye AB KPK(Karma Parlamento Komisyonu) Eşbaşkanı Lagendijk de boş durmuyor. Salvo atışlar peş peşe sıralanıyor.
ABA ALTINDAN SOPA
Avrupa Birliği Komisyonu Başkanı J. M. Barroso, Ankara’yı ziyareti öncesinde yapılan bir röportaj esnasında adeta saçmalamış…
AKP’nin kapatılması davasını talihsizlik olarak niteleyen Barroso, Mahkeme’den kapatma yönünde bir karar çıkması halinde; Türkiye’nin AB üyeliğinin ciddi derecede zarar göreceğini söylüyor. Bu durumda, Türkiye’ye üyelik tarihi de verilemeyeceği dile getiren Barroso; ‘Türkiye’ye, bu kritik günlerde konferans vermeye gitmiyorum. Son olaylar da göstermiştir ki; bu şartlar sürerse, Türkiye’ye tam üyelik tarihi de verilemez…’ diye ötmüş…
Hadi canım sende!
Siz kendinizi ne sanıyorsunuz?
Haddinizi bilin!
……….

Röportajın devamında; ‘… Laiklik kavramının gerek mahkemeler, gerekse askeri yollarla ve zorla dayatılamayacağını…’ vurgulayan Komisyon Başkanı, Türkiye’yi önemsediklerini ve Türkiye’de yapılan yatırımların %80’inin AB’ye ait olduğunu söylemesi, dikkatlerden kaçmayan diğer bir konu.
Yani, Barroso’nun söylemeye çalıştığı; yatırımların ağırlığının kendilerinde olmasının, ülke yönetiminde söz hakları olduğu imasını doğurduğudur. Türkiye, bundan sonraki yoluna AB’nin istemleri ve talimatları doğrultusunda gitmesi, aksi halinde iplerin çekileceği ve sürekli gergin tutulacağı mesajı verilmeye çalışılıyor…
‘SONUÇ KÖTÜ OLUR’ MUŞ
AB’nin Dış Politika ve Savunma Yüksek Temsilcisi J. Solana’nın da; ‘AKP’nin kapatılması halinde; bunun Türkiye-AB ilişkilerine ağır bir darbe vuracağını ve bundan dolayı da sonuçların oldukça kötüye gideceğini…’ vurgulaması, davanın mahkemede görüşülmeye başlamasından önce mesaj göndermeye çalıştığı şeklinde yorumlanıyor. Hukukun Üstünlü İlkesi’ne saygılı olduklarını iddia edenlerin haline ve tavrına, davranışına bakın…
Sizi böylesine öttürenlere yazıklar olsun!
……………………
Görüldüğü üzere; Hukuk konusunda kimseye söz bırakmayan AB’nin, AKP kapatma davası konusunda, Hukuk’un Üstünlüğü İlkesi’ni benimsemiş çağdaş toplumlarda, bir aptalın bile yapmayacağı türden, Mahkeme üzerinde baskı kurma çabaları, AB’nin insanlık dışı davranışı ve de ayıbıdır.
RTE’nin ve başında bulunduğu AKP ve Zihniyeti iktidarının, Türkiye’yi üye yapmaya çalıştığı AB’nin kafasının arkasındaki düşünceleri maalesef böyle…
Mevcut iktidarın kimlerin kapısında kul, köle olmaya çalıştıkları, tam üyelik konusunda kimlere yalvar yakar oldukları ortada.
Al sana AB!
Yani RTE’nin, Atatürk Türkiyesi’ni tam üye yapmaya çalıştığı, hukuk tanımayan ve devletlerin bağımsızlığına saygısı olmayan AB…!
‘TÜRKİYE’Yİ TEST’ MİŞ
Avrupa Birliği Komisyonu Genişlemeden Sorumlu üyesi O. Rehn, ‘AB ile Türkiye ilişkisinde; AKP’nin kapatılması davasının seyri ikinci bir test olarak görülüyor…’ diye söylemiş. İlk test, geçen yılki Genel Seçimler ile ardından yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde verilmiş. Sınava tabii olduğumuzdan Türk Ulusu’nun haberi olmadı. Muhtemelen iktidar haberdardır…
Millet’ten gizlenen bir sınav…
Türkiye’den, ‘Özellikle temel hak ve özgürlükler konusunda acil reformlar beklediklerini…’ açıklayan Rehn, ‘Türkiye’deki istikrara önem verdiklerini…’ dillendirmiş.
Bu sapık düşünceli zavallıya da; ‘HOŞT’ demekten bize gına geldi dersek abartmış olmayız.
ÇANAK TUTULUYOR
AB’nin önde gelenlerinin böylesine sorumsuzca ve terbiye dışı sayılabilecek tarzdaki konuşmalarının nedenleri; AKP ve Zihniyeti iktidarının otoritesizliğinden kaynaklanıyor. Bu, AB’ye Çanak Tutmak demek değilse nedir?
Güçlü ve Onurlu Dış Politika sahibi iktidarlarda böylesi davranışlar görülmez. Cumhuriyet Tarihimizde; Onurlu İktidar Davranışlarına oldukça çok sayıda örnekler var.
Dikkat edilirse; Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerleri hakkında AB’nin önde gelenlerinden tek söz dahi duyulmuyor.
Atatürk İlke ve Devrimleri ile Cumhuriyet’in Temel Değerleri’ni ağzına alan yok. Tabi bu da RTE ve hükümetinin işine geliyor. Çünkü, AB’nin dillendirdikleri, Dini Esaslı Devlet kurma hayali ve gayretlerine çok uygun düşüyor. Çanak Tutma’nın en önemli nedeni de budur…
Artık; RTE iktidarının, tehditler karşısında sus-pus durmasının, geleceğe yönelik amaçlarına uygun düştüğünü daha ayrıntılı anlatmaya gerek var mı?
Bunlar oldukça planlı ve organize hareketler… İçerdeki İşbirlikçiler, AB’nin işlerini oldukça kolaylaştırıyor.
AB’nin edepsizce tehditleri, sözde sertlikleri ve özellikle RTE hükümetleri dönemindeki, sözüm ona, çıkışları, artık alışılmış olaylar.
Sözü bir anekdotla bitirelim:


’Bildik hikaye; Adınız nedir? Mülayim efendim.
Cevap; Sert olsan ne yazar…!’


CENGİZ ÖNAL ‘TARAKÇIOĞLU’
conal@ulusgazetesi.com
cengizonal.tarakcioglu@gmail.com

Hiç yorum yok: