Eğer, kağıttan değil de; o an içinden geldiği gibi, yani doğaçlama konuşuyorsa; bu da zamanla söylediklerimizi doğruluyor. Devlet Adamı olmak kolay iş değildir!
Bunları niye mi söylüyorum?
Açıklayalım efendim:
İşçi Sendikaları, 1 Mayıs kutlamalarını Taksim Meydanı’nda yapmak istiyor. Henüz resmi açıklama yapılmamış olmakla beraber, İstanbul’daki mülki amirler, söz konusu miting için Taksim Meydanı’nı uygun görmüyor ve de tahsis etmiyorlar.
İşçiler için, 1 Mayıs kutlamalarında, Taksim Meydanı’nın tarihsel bir önemi var. Gençlerimizin büyük çoğunluğu hatırlayamaz ama; 1 Mayıs 1977 tarihinde Taksim Meydanı’nda yapılan kutlamalar esnasında, Meydan’a hakim binalardan açılan ateş sonucunda çıkan arbedede, 8’i kadın 34 vatandaşımız, gerek açılan ateşle, gerekse polis araçlarının altında veya yere düştüğünde bir daha ayağa kalkamadığı için ezilerek canını vermişti. Çoğu ciddi yaralanmalar olmak üzere 130 civarında vatandaşımız da yaralanmıştı.
Bu nedenle de; İşçilerimiz, her yıl 1 Mayıs kutlamalarını Taksim Meydanı’nda yapmayı gelenek haline getirdiler.
Ama, İstanbul’daki mülki amirlerin gerekli izni vermiyor olması, bu yıl yapılacak kutlamaların çok öncesinden gerilimi doruğa çıkardı denilebilir.
***
Karşılıklı açıklamaların dozu gittikçe artarken; olay geldi RTE’ye kadar dayandı. Bir kısım insanlar, RTE’nin, üreteceği pratik ve barışçıl çözümlerle sorunu bir çırpıda çözüvereceğini beklerken; RTE, oldukça sert ve beklenmeyen açıklamada bulunmaz mı?
Neydi bu açıklama:
Aynen şöyle; ‘Ayakların Baş Olduğu Yerde, Kıyamet Kopar’.
Anlayabildiğimiz kadarıyla, RTE, ülkeyi hükümet yönetir. Herhangi bir kesim veya kimsenin görüşüne de ihtiyaç yoktur demeye getiriyor.
Yani, Ayaklar dediği kesim; Türk Ulusu oluyor.
***
Bizler de; ‘Ayaklar’ oluyoruz. Durum onu gösteriyor. Hatta, RTE’ye göre, AKP ve Zihniyeti hükümeti dışındaki herkesler ‘Ayak’.
Ayaklar çok geniş bir yelpaze. Kimler yok ki… Ülkedeki herkes… Bütün Meslek Örgütleri, Demokratik Kitle Örgütleri, Dinci motifli faaliyetlerde bulunan Dernekler, Ulema Taifesi, Üniversiteler, Yargı Mensupları, Öğretmenler, Askerler, Mühendisler, Avukatlar, Cemaatler ve de Tarikat Mensupları, vb daha niceleri…
Ancak şu ince noktayı da belirtmeden geçmek doğru olmaz. Düne kadar RTE de Ayaklar içinde yer alıyordu… Bakmayın bugün Baş olduğuna…!
RTE’nin Ayaklar dediği kesimden bazıları, AKP ve Zihniyeti iktidarı döneminde, hükümete neler yaptırmış bir görelim ister misiniz?
Aklıma gelenleri sıralamaya çalışayım:
-RTE’nin, devlette gerçekleştirdiği bütün atamaların Tarikatlar’ın talimatıyla yapıldığı,
-Hatta Bakanların atamalarının bile Tarikat bağlantısı göz önünde bulundurularak gerçekleştirildiği,
-İhalelerin nerede ve nasıl açılacağı ile kimlere ihale verileceğinde Tarikat görüşleri esas alındığı,
-Devlet’ten bol kepçeyle yandaşlara dağıtılan kredilerde de Tarikat parmağının olduğu,
-Hatta RTE ve başında bulunduğu AKP ve Zihniyeti’nin kurmaylarının çocuklarının evlenmelerinde bile Tarikatçılığın esas alındığı,
gibi bir yığın konuda Tarikatların esas unsur olduğu hepimizce bilinen açık ve acı bir gerçektir.
Yani, Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin, bugün Tarikatların yönetiminde olduğu tartışılmaz.
Ancak, benim bildiğimi sizler de biliyorsunuz ki; RTE’nin Ayaklar dediği kesime bu Tarikat Mensupları’nı koymasına imkan yok! Çünkü, Tarikatlar’a Ayaklar derseniz; birileri çıkıp, size, Hikmetyar’ın dizinin dibinde ne işiniz olduğunu sormazlar mı?
***
RTE’nin, AKP’nin kapatılmasına ilişkin davanın açılmasının ardından takındığı agresif tavırların sonucu bunlar. Yeterince düşünmeden konuşuyor. Tabii doğal olarak da; sinirlendikçe konuşmanın ölçüsü kaçıyor, sözcükler denetiminden çıkabiliyor. Sonra da düzeltebilmek için, ‘Yanlış anlaşıldı…’ numarasına sarılmaya çalışıyor. Bunu da Türk Ulusu’na yediremeyince; daha da agresifleşip, gerilimi tırmandırıyor…
Hükümetin başında olan birisinin, çok daha sakin, soğukkanlı ve hoşgörülü olması beklenir. Ama gel gör ki; RTE’de bunların hiç birisi yok.
Toplumu, ‘Bizden olanlar ve Diğerleri’ diye bölen de o değil miydi?
Bölünme bir kez sağlanınca; ha ‘Bizden Olanlar ve Diğerleri’ olarak, veya ‘Ayaklar ve Başlar…’ diye bölmüşsünüz…
Ne fark eder ki?
Söylemiştim, bir kez daha söylüyorum:
Devlet Adamı olmak zor iştir!
Bunu, gerekirse tekrar tekrar da söylerim…
CENGİZ ÖNAL ‘TARAKÇIOĞLU’
conal@ulusgazetesi.com
cengizonal.tarakcioglu@gmail.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder