Türk Ulusu, Milli Mücadele yıllarında ve Ulusal Kurtuluş Savaşı esnasında, canları pahasına nice yiğitlikler gösteren yüz binlerce gazi ve kahraman yaratmıştır.
Bu gazi ve kahramanlarımızın birisi olan ve Yakup Dede olarak andığımız, yakın zamana kadar da aramızda bulunan ve Eskişehir’de yaşayan Yakup SATAR, 2 Nisan 2008 Salı günü saat 23.00 sularında vefat etmiştir.
Yakup Dede’yi 2006 yılının ilk bahar aylarında tanıma şansına eriştim. Cumhuriyet Tarihimiz’in, hemen her aşamasının, yüzünde izlerini taşıdığı Yakup SATAR, ilerlemiş yaşına rağmen; zihni oldukça dinç, yüzü güleç, samimi, sevimli ve içten görünüm ve duruşuyla tonton bir dede.
Bazı yayın organlarında 108, bazılarında ise 110 yaşında olduğu söylenen Yakup Dede’nin doğum tarihinin 1314(…ki 1898’e tekabül etmektedir) olduğunu öğrendim kızından. Ancak, Nisan-Mayıs 2007 aylarında ULUS GAZETESİ’nde yayınladığımız anılarından da çıkarabildiğim bilgilere göre; şahsımda, 114 yaşında olabileceği inancı yoğunluk kazanmaktadır… Rakamlar çok önemli değil… Ayrıca da; Yakup Dede, yaşından beklenmeyecek derecede zinde, dinç ve oldukça da yürekliydi…
Kahramanımızın ziyaretçisinin yoğun olduğunu gördüm. Her yaştan insanın ve özellikle, Milli Mücadele’ye saygı duyan ve Atatürk İlke ve Devrimleri ile Cumhuriyetin Temel Değerleri’ne özde bağlı olan genç, yaşlı bir çok vatandaşımızın, Yakup Dede’yi ziyaret etmeyi kendine vazife edinmiş olduğunu izleyebildim.
Devletimiz ilgili ve yetkililerinin de; başta o dönemki Cumhurbaşkanlığı’nca görevlendirilenler ve Genelkurmay Başkanlığımız ilgilileri olmak üzere, diğer bir çok Kurum , Kuruluş ve Demokratik Sivil Toplum Dernekleri Temsilcileri’nin sıkça ziyarete geldiklerini öğrendim yakınlarından. Bazı Medya Kuruluşları’nın da yakın ilgilerine bizzat şahit oldum.
Yakup Dede, Osmanlı ordusunda asker iken Balkan Savaşları’na katılmış, ancak Çanakkale Savaşları esnasında ise Bağdat’a gönderilmiştir.
Bağdat’ta İngilizlere esir düşmüş, yıllar sonra ve çok büyük bir sevinçle İstanbul’a döndüğünde ise; şehrin emperyalist güçler tarafından işgal edildiğini, büyük bir iç burukluğuyla, görmüş ve işgalin acısını yüreğinin derinliklerinde hissetmiştir...
Bunun üzerine Anadolu’ya geçerek Mustafa Kemal’in Ordusu’na katılmış.
Ülkesi için gerek Balkanlar’da ve gerekse Bağdat Cephesinde, vatanına olan yıkılmaz inancından aldığı güçle düşmanla savaşırken yaralanmış, ama O bunu hiç dert etmemiş ve hatta çok da doğal karşılamış.
Ancak, İstanbul’a döndüğünde çok büyük hayal kırıklığı yaşamış ve şehrin, yani vatanın başkentinin, düşman diye savaştıkları tarafından işgal edildiğini görünce, adeta yıkılmış ve büyük sarsıntı geçirmiştir.
Oldukça ilerlemiş yaşına rağmen; anılarını dinlediğim tarihte olayları anlatırken yüzünde oluşan mimikler ve vücudundaki kasılmalar; olayların heyecanını, yıllar sonra bile nasıl hissettiğini açıkça göstermekteydi.
Mustafa Kemal’in son askeri artık aramızda değil. O, 3 Nisan 2008 Perşembe günü, Askeri Tören’le, Eskişehir’de toprağa verildi.
Yakup SATAR Dede’ye Allah’tan rahmet, başta Ailesi olmak üzere, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyoruz.
Sevgili Yakup Dede, Ruhun Şad, toprağın bol ve mekanın cennet olsun.
Güle Güle…
CENGİZ ÖNAL ‘TARAKÇIOĞLU’
conal@ulusgazetesi.com
cengizonal.tarakcioglu@gmail.com
5 Nisan 2008 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder